Deneyimledim ki;
durağan göllerin zamanla yok olmaya,
buharlaşıp kendini tüketmeye mahkum olması gibi,
yaşarken ölmesi gibidir insanın durması…
Ama yaşamımızın birçok döneminde
bilerek ya da bilmeyerek
defalarca durup,
belirsizlik hissini yaşamayanımız var mı?
Önemli olan
bu belirsizlik durumuyla
etkin bir şekilde başa çıkıp çıkamadığımız.
Çünkü zihin belirsizliği sevmez!
insanı çabuk strese sokabilir.
Bu yüzden,
karar vermeyi alışkanlık haline getirmek,
çabuk değil ama doğru kararlar almaya özen göstermek gerekir.
Karar verdiniz mi yolun inişindesinizdir.
Çünkü zihin karar aldığında yaklaşık
100 milyar nöron harekete geçerek
emirleri yerine getirmek ister.
Belki hayal kırıklığa uğrayacaksınız.
Belki İsteğiniz olmayacak.
Ancak pes etmeden,
yeni yollar deneyerek,
tekrar ve tekrar amaç edinerek,
esneklikle çözüme doğru yol almanızı öneririm.
Söylemek istediğim,
korkak insanlar ilerleyemez;
sadece kendisine verileni kabul edip söylenir.
Şartlar eşit olmayabilir,
ama verilen akıl gibi muhteşem bir
mekanizma sayesinde isteklere ulaşmak mümkündür diyorum.
Söylesenize;
hayatın bize ne getireceğini hangimiz bilebiliriz?
Belki de gizemi ve güzelliği buradadır hayatın…
Öyle ya eğer her şeyi bilen bir yapıya sahip olsaydık
Yaşamın bir heyecanı olabilir miydi?
Bazen bilinmezliğe,
akışa, ilahi güce güvenin
özellikle belirsiz kaldığınız konularda
“C “ vitamini tadında
Cesur Olun.
Cevval olun.
Cabbar olun.
“3 C” vitamini ile
bir adım attığınızda hayata aynı yerde olmadığınızı göreceksiniz.
En azından adım atmanın rahatlığını yaşayacaksınız.
harekete geçtim ancak oldu ya da olmadı diyebileceksiniz.
Sorarım size!
Adım atmayan insanın herhangi bir hikayesi olabilir mi?
Siz yeter ki
Hayal yıkıcılar ve
sizi aşağı çeken insanlara kulak
vermeyip hedeflerinize odaklanın.
Evren net hedefleri olan insanları sever.
Ya da belirsizliklere mahkum olup
olduğunuz yerden hareket edemeyen,
içine kaya oturmuş insan misali öylece kurtarılmayı bekleyin.
Hepimiz seçimlerimizi yaşarız.