“YAPAYANLIZ DOLAŞIYOR BU ÇAĞIN İNSANI
ÇÜNKÜ BİRLİKTE YÜRÜYECEK KADAR GÜVENMİYOR
KİMSE BİRİBİRLERİNE” (Nuri PAKDİL)
Şu ünlü tümceyle başlar Anna Karenina:
Mutlu aileler birbirine benzer.
Her mutsuz ailenin mutsuzluğuysa kendine özgüdür.
Mutsuzluğun yerine yalnızlığı koyun siz…
Yalnızlıktan acı çeken milyonlarca kişiye yardım etmek için
Ocak 2018’de bir ilk yaşandı İngiltere’de.
“Yalnızlık Bakanlığı” kuruldu!
Bu satırlardan ne anlatıldığı belli ama,
seri halde üretilen birbirinin aynı ve fakat “şahsa özel”
mutsuzluklarla, yalnızlıklarla hangi bakanlık baş edebilir?
Bizde de kapılar artık eskisi gibi çalmaz oldu.
Güvercin yuvası misali büyük ve gösterişli sitelerde
yan komşumuzdan bihaber yaşamak şöyle dursun;
eskiden büyüklerimize yaptığımız bayram ziyaretleri bile
görüntülü video konferansları ile anlamını yitirdi.
Tatil ve dinlenmek için kaçamak tadında…
Modern dünyanın katkısı ile
uzaklar yakın oldu ama yalnızlık…
Yalnız olmakla yalnızlık hissi
aynı anlama gelmiyor.
Yalnızlık bir kopukluk hissi.
Hiç kimsenin sizi anlamadığı,
ilişkilerde güvensizlik,
bazen sahip olamama hissi.
Yalnızlık hissi ise acı veren ama genellikle geçici.
Çünkü;
hayat her zaman istediğimiz gibi gitmez, gitmeyecek.
Bizi üzen olay ve kişiler oldu, olacak ve olmalıdır da!
Bizi yalnızlık hissine itip bırakan insanlar,
oldu, olacak ve olmalıdır da!
Ancak tüm olumsuz sandıklarımızı başımıza geldiği anda değil,
zamana yayarak değerlendirmek gerekir.
Hani deriz ya bir musibet,
bin nasihatten çok daha iyidir.
Belki de bize yalnızlık hissi bırakan
ve veya kötülük yaptığını sanan kişiler
farkında olmadan bize iyilik yapmışlardır…
Öyle ya,
Sürekli başkalarına güvenerek hareket edersen
kontrolü elden bırakmış ve
hayatın sorumluluğunu da başkalarına yüklemiş olmaz mısın?
Bazen de dost bildiğimiz tüm insanlar zor
anımızda bize arkasını dönebilirler.
Ama kişiyi geliştiren, farkındalık yaratan,
deneyim kazandıran acılar değil mi?
Ne zaman mı yalnızlaşıyoruz?
Artık anneler organ mafyasından korktukları
için çocuklarını sokaklara çıkarmıyorsa.
Tanımadığımız kimseye kapımızı açmıyorsak .
Yaşlı bir teyze bile bize yaklaştığında şüpheyle bakıyorsak.
Devletten korkup fikirlerimizi açıklamıyorsak,
Arkadaşlarımıza kefil olmuyorsak.
Okullardan mezun olduğumuz halde bile güven duymayı öğrenemiyorsak
yalnızlaşıyoruz…
Sanırım dünya geçmişte bu kadar kötü değildi,
herkes birbirini tanıyor güveniyordu.
Belki de kötüydü ama
İletişim kanalları gelişmiş olmadığından
insanlar duymuyor bilmiyordu ve yine güveniyordu.
Belki de açgözlü değillerdi günümüz insanına göre,
toprak onlara yetiyordu ve kapınıza gelen tanımadığınız birini
”Tanrı misafiri” diyerek evinize alabiliyorduk.
Eskiden neden bu kadar yalnız değildik anlayabildik mi?
#acccoachfkaanbayhan #coachkafası
#fatihkaanbayhan #deneyimledimki #coachingexecutive #teamcoaching
#hotelmanagement #futuristhotelier#kendinecapaat